Bu özelliği kullanmak için çerez ayarlarınızı güncelleyin.
'Tüm Izin' seçeneğini tıklayın veya 'Hedefleme Çerezleri' ni aktif hale getirin.
Devam ederek, Avaaz'ın verilerinizi nasıl kullanabileceğini ve güvenliğini nasıl sağladığını açıklayan Gizlilik Politikası nı kabul ediyorsunuz.
Anladım
Ziyaretçilerin bu siteyi nasıl kullandığını analiz etmek ve size mümkün olan en iyi deneyimi sağlamamıza yardımcı olması için çerez kullanıyoruz. Lütfen Çerez Politikamızı inceleyin.
Tamam
Bu kampanya sona erdi
Hapishanelerdeki hastaları dışarı çıkarın!

Hapishanelerdeki hastaları dışarı çıkarın!

Bu kampanya sona erdi
50 Destekçi

HapisteSağlık G.
tarafından hazırlanan bu dilekçe
Sadullah Ergin, Adalet Bakanı
dikkatine sunuluyor

Aşağıda, hapishanede tahliye edilmeyi beklerken, sevdiklerinden uzakta ölen insanların son mektuplarından alıntılar var. Onların sesini herkese duyuralım ki adli tıp raporu zorunluluğu artık kaldırılsın, hapishanedeki yüzlerce hasta böyle ölmesin!


Evet, cezaevi zordu. Hele bir yanı var ki daha da zordu. Hastasın ama hastalığını bilemezsin. Kendi adına hiçbir karar veremezsin. Kesilir, dikilirsin. Ne olduğunu yine bilemezsin. Beni zorlayan tek şey, son günlerimde yaşlı anamı ve babamı göremeyişim, onlarla helalleşemeyişimdi. İkisi de çok hasta ve yürümeyecek kadar da takatsizdiler..

(İsmet Ablak, Temmuz 2009’da, 40 yaşında öldü.)

Ben 2 yıl hiçbir şey yiyemedim, uyuyamadım. Hastahaneye sevkim yapılmadı. Mide kanseri olmuşum. Son evreye gelmişim. Gardiyanlar bana “neden yemek yemiyorsun, isyan mı ediyorsun” diyerek tepki gösteriyorlardı. Ben ise her şeyi simsiyah-çamur gibi fışkırır tarzda kusuyordum. Endoskopiye 3 ay sonraya gün verdiler. 3 ay dolunca araç-asker yok denilerek götürülmedim. 6 ay sonra gidince yanlışlıkla safra kesemi aldılar. Şu an yeniden o günleri anımsıyorum ve çıldırıyorum. İçimde organ kalmadı. Katı kurallar kaldırılsın. Zira hastalık hızla ilerliyor. Hiç olmazsa evime gideyim. Son kez sobanın yanında uyuyayım. Sizlerden istirham ediyorum. Sevgiyle kalınız. Çok yoruldum.

(Gülay Çetin, Şubat 2011’de 42 yaşında öldü.)

Hiçbir suçun cezası bu değil! Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alma zorunluluğu ile yapılan, ağırlaştırılmış idamdır! Yasalara göre eğer cezaevi koşullarında tedavisi mümkün olmayan bir hastalığınız varsa veya kendi kendinize bakamayacak durumdaysanız, tahliye edilmeniz gerekir. O zaman belki dışarıda daha iyi koşullarda iyileşebilirsiniz (iyileştikten sonra cezaevine dönüp kalan cezanızı çekersiniz) ya da en azından sevdiklerinizin yanında ölürsünüz. Fakat bu yasa yetmiyor, çünkü mahpusun durumunun Adli Tıp Kurumu tarafından tespit edilmesi çok uzun sürüyor. Hasta mahpusun acilen tahliye edilmesi gerektiğini söyleyen rapor bazen o öldükten aylar sonra geliyor.

(Daha geniş bilgi için: www.hapistesaglik.com)

Hapis cezası sadece hapiste tutulmak demektir. Sağlıksız koşullarda tutulmak, tedavi olamadığın için ölmek demek değildir.

Hasta bir insanın zaman kaybetmeden hapishaneden çıkartılması için devlet hastanelerinin, üniversite hastanelerinin vereceği raporlar geçerli sayılmalı, süreç hızlandırılmalı. Tüm mahpusların canından sorumlu olan Adalet Bakanlığı, mahpusun sağlığını emanet ettiği hastanelere, hasta olduğunu tespit etmek konusunda da güvenmeli. Adli tıp raporuna ihtiyaç olmadığını açıkça belirten bir yasal düzenleme yapılmalı.

İmzanızla destek olun; vicdan sahibi insanların ne kadar çok olduğunu gösterelim; gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını sağlayalım!

Yüklendi (Güncelleme )